Şu an önsözünü okuduğunuz hemodiyaliz kitabını muhtemelen daha önce yazılanlardan hiç birisine benzetmeyeceksiniz. Bu kitabın yazılma fikri hemodiyaliz hekimlerinden gelen sorular ve karşılaşılan sorunlar nedeniyle ortaya çıktı. Tek kelime ile temel amaç belirtilecek olursa; bir diyaliz hekiminin günlük pratiğinde karşılaştığı sorunları gerçekten pratik olarak çözüme kavuşturacak yeterli bir kaynak olmak.

Peki bu kitabı farklı kılan özellikler neler?

1) Okunması zor bir text şeklinde yazılmadı. Soru cevap formatı ile aranan bilginin kolayca bulunabileceği maddeli bir yapıda dizayn edildi.

2) Bilgiye ulaşmayı, dikkati çekmeyi ve akılda kalmayı kolaylaştırmak adına renkli bir dizayn tercih edildi. Bold ve önemli mesajlar için kutucuklar kullanıldı.

3) Kitapta yazanların yalnızca hayalde kalmaması, görselle desteklenerek karşılaşılan sorunları çözmesi adına bol miktarda klinik resim ve diyagram kullanıldı.

4) Hekimin algoritmik yaklaşımını geliştirmek adına bol miktarda akış şeması ve algoritma kullanıldı.

5) Klasik kitaplardaki gibi “kaşıntı için antihistaminik kullanılabilir” gibi, hekime ilaç türü, ticari preperatı, uygun dozu ve olası yan etkileri açısından yeterli bilgi sağlamayan muğlak ifadelerden kaçınıldı. Hekimin işini daha da kolaylaştırmak için mevcut tüm ticari preperat isim ve dozlarını da içeren ilaç tabloları hazırlandı.

6) İlgili konularda güncel kılavuz önerileri vurgulanırken SUT kriterleri de ihmal edilmedi.

7) Klasik kitaplarda kesinlikle bulunamayan ancak hekimin hastasından sürekli işittiği ve yardım istediği alanlara özel bölümler yazıldı.

8) Bölümler probleme dayalı şekilde başlıklandırıldı ve düzenlendi.

9) Gerçek yaşamdan alınmış demonstratif vaka snumları kullanıldı.

İçerik açısından hekimin neredeyse tüm ihtiyaçlarını karşılayacak bir müfredat sunulmaya çalışıldı. Bu bağlamda hemodiyalizin Aşil tendonu olan damar erişimine özel bir vurgu yapıldı. Toplamda 20 bölüm ayrılan bu konuda maalesef her derecede hekimlerimizin kendini konforlu hissetmediğini ve daha fazla bilgi talep ettiğini gözlemledim. Vasküler erişim çoğunlukla hemşirelik bakımına terk edilmiş, merkezlerde kanülasyon konusunda standart politikalar mevcut değil ve komplikasyonlar çok fazla izleniyor. Bu konuda hemşirelerin ve diyaliz teknisyenlerinin de kendilerini yalnız hissettiğini gördüm. Tüm bu sebeplerle vasküler erişim alanında her konuya kapsamlı ve pratik bir şekilde yaklaşıldı.

Kitabın hedef kitlesini temel olarak hemodiyaliz hekimleri oluşturuyor. Bahsettiğim gibi, damar erişimi başta olmak üzere pek çok konu diyaliz hemşireleri ve teknisyenleri de dikkate alınarak hazırlandı. Nefrologlar için de hemodiyaliz genelde yoğunluk arasında biraz tali bir alan olarak kalıyor ve aktif okuma yapılamıyor. Kitabın bu anlamda da önemli bir ihtiyacı karşılayacağını düşünüyorum.

Hekim soruları ve ihtiyaçları ile şekillenen bu kitap piyasaya çıktıktan sonra da hekimler ve diyaliz hemşirelerinden gelen geri bildirimlerle daha faydalı bir eser olma yolunda ilerlemeye devam edecektir. O nedenle gördüğünüz aksaklıkları, “keşke şu soruların da cevabı olsaydı” ya da “kitapta şu bölüm de olsaydı” dediğiniz noktaları lütfen benimle paylaşın. Sonraki baskıda onlara da yer verebilelim.

Hemodiyaliz hasta popülasyonu kırılgan, yaşlı ve maalesef mortaliteleri yüksek bir grup. Hem bilgimize hem de şefkatimize ihtiyaçları var. Bu kitabın her iki konuda da halihazırda elinden geleni yapan hekim ve hemşirelerimize mücadelelerinde destek sağlamasını en büyük dileğim.

Geri bildirim ve öneriler için: smartusyayinlari@gmail.com